Şüphesiz her annenin en büyük hayali sorunsuz bir gebelik süreci ve kucağına evladını sağlıkla alabilmektir. Bazı durumlarda annede gebelik öncesinde olan veya gebelikle gelen anne ve bebeğin hayatını kaybetmesine yol açacak kadar riskli hastalıklarda karşımıza çıkmaktadır. Hamilelikte yüksek risk yaşatan hastalıklar tespit edilip mutlaka kontrol altında tutulmalıdır.
Yüksek Tansiyon
Anne adayının tansiyonla ilgili bilinen sorunları mevcutsa gebelik öncesi mutlaka kontrol altına alınmalı planlı bir gebelik süreci hazırlanmalıdır. Tesadüfen oluşan gebelik sonrası tansiyon tespit edildiyse gerekli olan tüm tespitler yapılmalı ve anne adayı düzenli ilaç kullanımına başlamalıdır. Yüksek tansiyonun sorun olacağı komplikasyonların tüm risklerinin incelenmesi gerekmektedir. Gebeliğin 2.yarısında preeklampsi dediğimiz problemin normalden daha yüksek bir riskle karşımıza çıkması söz konusu olacaktır. Kan, EKO ve EKG durumları da incelenmeli hasta düzenli kontrol altında tutulmalıdır.
Diyabet
Diyabet hastalığı da tansiyon gibi önceden biliniyor annenin hikayesinde bulunuyorsa gebelik öncesi kontrol altına alınmalıdır. Fakat tesadüf gebeliklerde yine plansız şekilde karşımıza çıkan diyabet hastalıkları kontrol altında tutulmak zorundadır. Gebeliğe bağlı şeker olup olmadığını 24 ile 26. Haftalarda yapılması gereken şeker yüklemesi tetkikleriyle saplanmaktadır. 24.haftadan önce tespit edilen şekerin gebelikle bir bağlantısı olduğu düşünülmemektedir. Gebeliğe bağlı oluşan şeker tespitinde düzenli bir diyet ve kontrol gerekmektedir. Hatta doğum sonrası diyette bırakılabilir. Çünkü gebelikle gelen diyet gebelik sonrası düzelecektir. Nadir durumlarda diyet yetersiz görülürse insülin tedavisi uygulanabilir. Diyabetik anne adaylarının bebeklerinde özellikle anomali görünme riski vardır. Kalp, böbrek ve göze bağlı sorunlar anne karnında takibe başlanıp doğum sonrasında mutlaka kontrol edilmelidir. Gebeliğin 24.haftasında anne karnında ‘Fetal Eko’ adı verilen bebeğin kalbinin detaylı incelenmesi sağlanan takip yapılmalıdır. Gebelikte şekerin mümkün olduğunca regüle edilmesi gerekmektedir.
Tiroid
Gebelik dışında da ülkemizin en çok rastlanan hastalıklarının başında tiroid bozukluğu yer almaktadır. En sık görüleni az çalışması olsa da çok çalışması durumu da azımsanamayacak kadar görülmektedir. Az çalışması durumunda tiroid hormonu takviyesi yapılmaktadır. Gebelik süresince bu sorunu yaşayıp tedavi edilmeyen hastaların bebeklerinde gebelik gerilemeleri görülmektedir. Bebeğin gelişimi ve annenin yaşam kalitesi açısından tiroid hormonu kontrol altında tutulmalıdır. Gebelik süresince dikkatle takip edilmeli seviye denge de tutulmalıdır. Gebeliğin ilerleyen haftalarında hormonun artımına ihtiyaç duyulabilmektedir. Gebeliğin ilk haftalarında kontrol edilen TSH değerleriyle sorun erken haftalarda tespit edilebilmektedir.
Romatizmal Yumuşak Doku Hastalıkları
Romatoid artrit, lupus gibi romatizmal hastalıklara sahip olan kadınlar da diğer kronik hastalık sahibi anne adayları gibi gebe kalabilmekteler. Gebelikte bu tür sorunları olan anne adayları hastalıkların daha da belirginleştirip kendini gösterdiği gözlemlenmektedir. Devam eden ilaç tedavisi gebelikte de gebeliğe uygun şartlarda mutlaka sürdürülmelidir. Kronik enflamatuar bağırsak hastalığı ( Crohn, ülseratif kolit v.b.) olan gebe kadınlarda tedavi süreci aksatılmadan devam edilmelidir. Bazı durumlarda kortizon takviyesi de yapılabilmektedir. Kortizonla gebeliğin getirdiği akış bozukluğu kontrol altına alınabilmektedir.
İleri anne yaşı
Gelişen yaşam kalitesi, kadınların üretime ve iş hayatına olan desteğiyle aktif oldukları alanda ilerlemek adına annelik sürecinin ertelemesi karşılaşılan en sık durumlardandır. İlk ve ikinci çocuk için anne yaşının 30 hatta 35 üzerinde olduğu söylenebilmektedir. 35 yaş sonrası yapılan doğumlarda down sendromu riskinin arttığı unutulmamalıdır. Riskin artışı anne yaşının doğum için önemini göstermektedir. İkili, üçlü ve dörtlü genetik taramalar tüm gebelere önerilmektedir. Bebekte genetik bir problemin oluştuğu çok rahat gözlemlenebilmektedir.