Baş ağrısı çeşitlerinin en yaygını olan migren dünya nüfusunun yüzde 2’sinde kronik olarak görülmektedir. Dünya Sağlık Örgütü açıklamalarında yer alan bu bilgi doğrultusunda gelişmiş ülkelerde ‘işe devamsızlık’ nedenlerinin başında yer almaktadır. Migrenin nedenleri, gösterdiği belirtiler ve tedavisi hakkında bu tanıyı netleştirecek maddeleri paylaşacağız. Yaşam akış ve kalitesini engelleyen bu hastalık kişiye yaşattığı olumsuzluklarla ciddi sorun içermektedir.
Migrenin en belirleyici özelliği atakların tekrarlanıyor olması, saatler ve bazen günler süren ağrı atakları, arada kaybolup zaman zaman tekrarlayan baş ağrısı olmasıdır. Yapılan araştırmalar atakları yaşayan insanların ayrıntıcı, mükemmeliyetçi ve fazla titiz insanlarda daha yaygın görüldüğünü göstermektedir. Hastalık ve atakları tetikleyici başlıkları şöyle sıralayabiliriz.
- Bol kafein tüketimi
- Düzensiz uyku alışkanlığı
- Eskimiş mantarlı küflü peynirler
- Açlık süresinin uzun olması
- Alkol tüketimi özellikle şarap bu tetikleyicilerin başında gelir
- Stres ve aşırı kaygı
- Zorlayan spor ve egzersizler
- Hormonsal değişimler büyük uyarıcılar arasındadır. Kadınların regli dönemi öncesi değişen hormon dengesi atağı ortaya çıkarmaktadır.
- Menopoz ve gebelik süresince ataklar çok azalığı gözlemlenmiştir.
Migrenin günümüzde hala tam anlamıyla sebepleri ve kaynakları ortaya çıkarılamasa da kadınlarda çok daha fazla rastlandığı görülmektedir. Hastalığın tanısı için tüm hikayenin dinlenmesi, altta yatan nedenleri de iyice incelemek gerekiyor. Sadece psikolojik boyutla yanlış teşhis mümkün olabilir. Bu sebeple hastanın nörolojik muayenesinin tamamlanması şartı oluşmaktadır. Kafa içerisinde yer alan lezyonlar, kan şekeri düzensizlikleri, tiroit bozuklukları, hormonsal değişiklikler aynı belirtilerle atağı da beraberinde getirmektedir. Beyin görüntüleri ve başka hastalık bulunamazsa migren teşhisi ihtimali netleşmeye başlamaktadır. Bu hastalığı sıradan baş ağrılarından ayıran özellikleri şu şekilde sıralayabiliriz.
Tekrarlayıcı
Migreni diğer baş ağrılarından ayıran bu özellik belirli süreçlerde kendini göstermesidir. Ama tamamen kişiden kişiye değişen bir takvimi vardır. Kimi hastalarda yılda 3 kez görülen ataklar kimi hastalarda ayda 3 defa görülebiliyor. Burada esas alınacak konu ağrının tekrarlayıcı olması. Ay içerisinde 4 defadan fazla atak geçiren bir hasta için işin kronik boyuta geçtiği söylenebilir.
Zonklayıcı
Damarda yaşanan bir aksaklığın sonucu oluştuğu düşünülen migren yaşattığı atakta zonklama şeklinde başta ağırlaşma hissi başı taşıyamama belirtisiyle kendini gösterebilir. Enseden beliren ağrı ve zonklama hissi yarım baş ağrısı olarak devam edebilir.
Yarım Baş Ağrısı
Atakların başlangıcından itibaren ağrılar yarım baş ağrısı şeklinde gözlemlenebilir. Enseden başladığı hissi yaygın olsa da başın sağ veya sol tarafından gelen ağrıda atak olarak değerlendirilir.
Bulantı ve Kusma
Atakların büyük bir çoğunluğunda ışıktan rahatsız olma, ani gelen bulantı ve kusma belirtileri de görülmektedir. Kişinin hayatını olumsuz etkileyen bu belirtilerde bazen kol ve bacakta uyuşma da gözlemlenebiliyor. Atak dönemi ve sonrasında yorgunluk, halsizlik hissi kendini göstermektedir.
Aura
Atak döneminin yaklaştığını bu durum ile anlayabilen hastaların sayısı azımsanamayacak kadar fazladır. Gözlerde meydana gelen ışık çakması, kör noktada büyüme ya da küçülme, nesnelerin boyutlarının değiştiğini görme sorunlarına aura diyerek adlandırabiliriz. Kişi bu durumu atak öncesi bazen 1 saate yakın süre yaşayabilir. Peşinden gelen şiddetli ağrıyla göz hekimine giden hastalar yapılan muayene de bir sorun görülmezse mutlaka nöroloji uzmanına başvurmalıdırlar.
Migren Tedavi Yöntemi
Migren tanısında zorlanılan, tedavisi tam belirlenmemiş ama kontrol altına alınabilen bir hastalıktır. Burada hastanın yaşadığı atak sıklıkları değer olarak kabul edilir. Atak döneminin yoğun olduğu kişilerde profilaksi denilen yöntem uygulanarak en az 6 ay süren ilaç tedavisi ile ilerlenebilir. Süre 1 yıla da çıkarılabilir. Amaç atak sıklığını azaltmak ve ağrıların şiddetini en aza indirgemektir. Diğer kullanılan yöntem serotonin adı verilen yani kişiye mutluluk, enerji hissi veren mekanizmanın ilaç etkisiyle uyarılmasıdır. Yine tedavi süreci atak süresine bağlı olarak değişebilmektedir.
Ağrı kesici ilaç kullanımı migren ataklarında olumlu sonuçlar vermeyebilir. Ağrı kesicilerin kişiye verdiği zararlar göz önünde bulundurularak sık kullanımlarda rebound baş ağrısı denen yeni bir baş ağrısına sebep olmasından atağın süresini ve ağrı şiddetini artırmasına neden olabilmesi ihtimaliyle kullanılmayan bir tedavi şeklini almaktadır.