Kadın hastalıklarının en yaygın türü olan meme kanseri dünya da en hızlı yayılan kanser türüdür. Şuanda bu hastalıkla ilgili gelişen teknolojinin getirdiği tedavi ölümcül hastalık statüsünden çıkarak kronik bir rahatsızlığa dönüşmesini sağlamıştır. Bu da hastalık için bahsedilecek en iyi bilgidir. Tanı ve tedavisindeki gelişimi, yaratılan farkındalık ile erken teşhis şeklinde daha kolay çözülebilir. Tüm bu gelişmelere rağmen yanıltıcılıklarla dolu bilgi akışı hızla dolaşarak kadınlar arasında kabuslara, korku ve kaygılara neden olmaktadır. Bu yanlışlıkları açıklamamız gerekirse şöyle sıralayabiliriz.
Yanlış: Meme kanseri genç yaşlarda görülmez!
Doğrusu: Ülkemizde 35 yaş altında görülen meme kanseri sayısı hızla artmaktadır. Resmi meme kanseri taraması için mamografi çekim yaşının 49’dan 40’a inmesi bu olguyu güçlendirmektedir. Genel olarak yaş ilerledikçe saptanmasına rağmen erken yaşlarda da sık olarak görülmeye başlanmasını doğrulayabiliriz.
Yanlış: Ailede bir akrabanın meme kanseri olması meme kanserine yakalanma riskini çok artırıyor
Doğrusu: Ailede birinci derece kan bağı bulunan kadınların en az 2’sinde rastlanması ailenin genetik testlerini inceleme gerekliliğini ortaya çıkarmaktadır. Sadece meme kanseri değil yumurtalık, rahim, bağırsak kanseri riskleri de incelenme için geçerli sebebi kapsamaktadır. Genetik testlerin ardından olumlu çıkması hali, bireyin ileriki yaşlarda yakalanma riskini %80 oranında mümkün kılmaktadır.
Yanlış: Şeker içeren besinleri fazla tüketmek meme kanserini tetikliyor
Doğrusu: Kiloyla beraber vücutta artan yağ dokusu meme kanserini etkileyen östrojen hormonunun artışına sebep olmaktadır. Kadınlarda özellikle menopoz döneminde oluşan fazla yağ dokusu östrojenin vücuttaki tek kaynak olduğunu göstermektedir. Bu da menopoz dönemini kadınlarda riskin arttığı dönem olarak işaret edebilmektedir. Yapılan klinik taramalarda glikoz yani şekerin fazla tüketilmesi meme kanseri riskini tetiklememektedir.
Yanlış: Memede saptanan kistler (fibrokistik hastalık) kanser riskini artırıyor
Doğrusu: Memelerde saptanan kistlerin neredeyse tamamına yakını basit sıvı keselerinden oluşmaktadır. Bu tip kitleleri 1 yıla yakın zaman diliminde takip etmek gerekmektedir. Daha az karşılaştığımız kompleks yani katı kistler iğne yardımıyla biyopsi ile incelenmektedir. İğne biyopsisinde sıvı boşaltılarak kistin katı kısmı patoloji tarafından değerlendirilmektedir.
Yanlış: Memede saptanan kitleden biyopsi yapılması kanserin yayılmasına neden oluyor
Doğrusu: İğne biyopsisi meme kanserinin ilk aşamasında ki tanı için kullanılmaktadır. Bu tanı için yayılma riski yok denecek kadar azdır. Açık cerrahi müdahalesiyle yapılan biyopsi de yayılma riski artmaktadır. Bu yayılma riskini azaltmak için cerrahların kullandığı özel yöntemler mevcuttur.
Yanlış: Meme kanseri teşhis edilen kadınlarda mastektomi ameliyatı (memenin tamamının alınması) mutlaka gerekiyor
Doğrusu: Gelişen teknoloji ile son 35 yıldır yapılan ameliyatlarda meme koruma altına alınarak tümörler güvenli bir biçimde çıkarılıp alınabilir hale gelmiştir. Bu operasyon sonrası kalan meme dokusuna tümörün tekrar yerleşmesini engellemek amaçlı radyoterapi (ışın) tedavisi alması gerekmektedir.