Sosyal hayatı gereği insanlar ve yaşıtlarıyla vakit geçirmesi gereken çocuklarımızı koruma yöntemi olarak psikolojik gelişimini de bozmadan bağışıklık sistemine yatırım yaparak koruyabiliriz. Okul döneminde sınıfların kalabalığı, tatil dönemlerini geçirdiği eğlence merkezleri, aktivite amaçlı gittiği yerlerdeki paylaşım alanları, kışın oluşan rüzgarlı ve yağmurlu havalar birbiriyle etkileşen çocuklarımızın hastalanmasına sebep olmaktadır. Sağlıklı yaşamına devam etmesi ve güçlendireceğimiz bağışıklık sistemi için şu yolları izleyebiliriz.
- Sağlıklı olabilmenin en başında düzenli beslenme ve uyku düzeni vardır. Çocuklarımız büyüme hormonları gece salgılandığı için uyku düzenini sorunsuz yaşaması gerekmektedir. Beslenmesinde karbonhidratlar, protein, tahıllar doğru oranlarda düzenli verilmedir. Sağlıklı bir kahvaltıyla güne başlaması şartını unutmamalıyız. Bağışıklık sistemini güçlü tutabilmek için bu iki altın kurala dikkat edilmelidir.
- Kış aylarında vücudumuzda deposu bulunmayan C vitaminin günlük olarak sağlanması gerekmektedir. Meyve ve sebzelerin büyülü gücünden faydalana bilirsiniz. Portakal, kivi, elma, kereviz, ıspanak, karnabahar, pazı, limon, brokoli gibi kış sebzelerinin taze tüketimi, aradığınız vitamini sağlayacaktır.
- Çocuğumuzun vücudunda bulunan kan değerlerini ve vitaminlerini düzenli olarak doktor kontrolünde takip etmeliyiz. Doktorun değerlerin sonucunda gerek duyacağı vitamin ilaçlarını takviye olarak kullanabiliriz. Bilinçsiz kullanımı çocuğumuza artı yerine onarımı güç sorunlar doğurabilir. Doktor kontrolüyle olmasında fayda vardır.
- Hastalık dönemlerinde vücudun hızla kaybettiği proteinleri sonrasında güçlendirerek sağlamak zorundayız. Proteine bu dönemlerde yüklenebilirsiniz. Kırmızı et, yumurta, balıkta bulunan proteinler mineral bakımından da zengin olduklarından sağlıklı bağışıklık sistemine destek olacaktır. Kışın haftada 2 kez balık tüketimine dikkat edilmelidir. Omega 3 yağını depolamak faydanıza olacaktır.
- Bağışıklık sistemini dengeleyen hücrelerin yarısından fazlası, sindirim sistemi içerisinde yaşar. Probiyotikler burada altın değerindedir. Hastalıklara neden olan mikroorganizmaların çoğalmasını engeller, enfeksiyona karşı yüzde 50 oranında direnç sağlar. Bu probiyotikleri dışardan ilaç şeklinde takviye almaktansa besin yoluyla sağlayabiliriz. Ev yapımı yoğurtlar, doğal yoğurttan yapılan ayran ve kefirler, ev yapımı turşular ve boza gibi probiyotik içerikli besinlerini öğünlerine mutlaka almalıyız.
- Bulaşıcı hastaların olduğu dönemde kalabalıktan korunan çocuklar hastalıktan kurtulabilirler. Hasta olan çocuklarında kalabalık ortamlara sokulmamasını sağlarsak daha sorunsuz bir iyileşme ve korunma dönemi yaşatabiliriz.
Sosyal hayatı gereği insanlar ve yaşıtlarıyla vakit geçirmesi gereken çocuklarımızı koruma yöntemi olarak psikolojik gelişimini de bozmadan bağışıklık sistemine yatırım yaparak koruyabiliriz.