Kan tahlilleri yapıldığı zaman en çok karşılaşılan durumlardan bir tanesi olan WBC terimi, kanda yer alan akyuvarlar ya da daha farklı bir deyiş ile beyaz kan hücrelerini temsil eden yapı taşı olarak bilinir. Açılımı White blood cell kelimelerinin ilk harflerinin bir araya gelmesi ile oluşur. Tıp açısından yorumuna bakılacak olduğu zaman lökosit tanımlaması ile de bilinir. Vücut içerisinde yer alan toksinler ile beraber mikroplara karşı savaş açan bağışıklık sistemine ait olarak yer alan bu hücreler kişilerin sağlıklarını daha iyi korumak ile görevli olan yapılardan bir tanesidir. Kan içerisinde yer alan şekilli elemanların ortalama olarak yüzde biri kadar yer alan akyuvarlar, beden içerisinde enfeksiyon varlığı tespit edilirse kısa süre içerisinde çoğalır. Bu sayede bedende yer alan ve çeşitli yollar ile girmiş olan zehirli toksinden mantara, bakteriden virüse kadar antijenlerin tanımlamasını yaparak onları yok etmek ile görevli olur.
Savunma sisteminin üzerinde önemli bir derecede yeri olan WBC terimi normal şartlar altında kan damarları içerisinde yer alır. Fakat beden içerisinde tehlikeli düzeylerde yer alabilecek olan organizmaların varlıklarının tespit edilmesi sırasında dokulara daha hızlı erişmek adına dolaşım sisteminden çıkar v ilgili olarak yer alan bölgedeki antijenlerin yok olmasını sağlar. WBC terimi genel olarak değer incelemesi yapılacak olduğu zaman referans değerleri ile beraber kıyaslamalar yapılarak ölçümü söz konusu olur. Yapılan kan tahlil sonuçlarının ardından WBC terimi yüksek mi değil mi oranları gözlenir. Değerler yüksek ya da düşük olması gibi durumlar söz konusu olursa her ne kadar tek başına bir anlamı olmasa bile laboratuvar test sonuçları ile beraber kanda yer alan WBC düzeyi, farklı rahatsızlıklar varsa hekime bilgi aktarımı yapar. Hemogram ya da farklı adı ile tam kan sayımı testi yaptırma oranlarında sıklık ile sorulan WBC nedir ve kaç olması gerekir ya da WBC değeri nedir soruların yanıtlanmasından daha önce kanda WBC ne anlama gelir sorularının yanıtlarına bakmak gerekir.
WBC Nedir?
WBC insan bedeninde yer alan dolaşım sisteminin en önemli parçalarından bir tanesi olarak yer alan kan, bedenin beslenmesi, hormonların taşınmasından asit ile baz, su ile tuz dengesinin düzgün bir şekilde korunması ile görevlidir. Kan, bir canlının yaşamsal fonksiyonlarının daha sağlıklı bir şekilde yerine gelmesi için beden ısılarının ideal bir şekilde kalmasını sağlarken ısı dengesinin korunması konusunda etkili olur. Kanın içerisinde yer alan dokulara karşı oksijen taşınması yapan ve pıhtılaşma üzerinde etkili olarak yer alan hücrelere ek olarak iltihap hücreleri de yer alır. Bir de bunlara ek olarak kan plazması üzerinde yaklaşış olarak yüzde beş değerinde yer alan kanın pıhtılaşması üzerinde etkili olan yani fibrinojen yapıları farklı yağ türleri, mineral ile şeker, hormon ile protein, enzim ile molekül, metabolik artık ile beraber savunma sistemleri gibi görevli olan çok madde yer alır. Bu maddeler içerisinden bir tanesi de kanda yer alan iltihap hücreleri yani tıptaki adı ile WBC ve lökosit kısmıdır.
Halk arasında bunlara genel olarak akyuvar ya da beyaz küre gibi isimler verilse bile bağışıklık sistemi üzerinde kale niteliği gören en önemli parçalardan bir tanesidir. Beden içerisinde enfeksiyon ya da daha farklı hastalıkların oluşması durumlarında birincil savunma konusunda sorumlu olarak yer alan WBC, hızlı bir savunma perdesi örerek hastalıkların belirtileri karşısında çoğalarak önlem alır ve direk harekete geçer. WBC konusu çok merak edilen konulardan bir tanesi olarak yer alırken kendi aralarında beş farklı grupta incelenmesi görevleri açısından ayrışması ile bilinirler.
WBC Çeşitleri Nelerdir?
WBC çeşitleri aslında beden içerisinde gösterdikleri görevlere göre değerlendirilmeleri yapılır. Bunlar;
- Nötrofiller
WBC hücreleri genel olarak yüzde 55 ila 70 arasında kısmını oluşturan yapılardır. Beden içerisine giren yabancı organizmaların tespit edilmesi ile ilk müdahaleyi yapan işlemler olarak tanımlanırlar. Bağışıklık sistemi üzerinde kilit nokta olarak yer alan tür genel olarak mantar ya da bakterilerin var olma durumlarında onları yok etmek için kimyasal enzimler bırakmaları ile sindirmeleri söz konusudur.
- Lenfositler
Kemik iliği sayesinde üretimleri yapılan bu yapı ile lenf dokusu ile kemik iliğinde yer almaları bilinir. Üretilmiş olduğu bölge içerisinde kalan bu yapılar B hücresi olarak isimlendirilmeleri yapılır. Büyük bir kısmı ise göğüs bölgelerinde yer alan timüs isimli lenf bezlerine doğru giderek T hücresine dönüşmeyi başarırlar. T hücrelerine dönüşmüş olan bu yapılar lenf bezleri, lenfoid, dalak bademcik ya da bağırsaklara kadar ulaşmayı başarır. Beden içerisinde yer alan yabancı organizmaların varlıklarının tespit edilmesi durumlarında bağışıklık sistemlerini uyarmak amacı ile lenfokin kimyasalları salgılamayı tercih eder. Bu hücreler sayesinde yabancı organizmalara salgılar sağlanır. İlgili Link: Alfa-Gal Sendromu Nedir?
- Monosit ve makrofajlar
WBC hücreleri üzerinde ortalama olarak yüzde 8lik kısmına sahip olan MON, kemik ilikleri içerisinde üretilirler. Ardından da kana karışarak devam eden yapılar, kısa süre içerisinde dokulara kadar erişmeyi başarırlar. Bu andan sonra makrofaj olarak isimlendirilen bu hücreler üzerinden bakterilere saldırılar yapılarak onları yok etmeyi başarır. Dokularda yer alan ölü hücrelerin temizlenmesi de sağlanır.
- Eozinofiller
Beden içerisinde yer alan inflamasyon oluşumlarına neden olan bu parazitlerin parçalanması ile beraber yok edilmesinde görevi olan yapılar bedenin alerjik reaksiyonlara karşı yol açtıkları iltihaplanma durumlarına karşı korumasını yapar.
- Bazofiller
WBC hücrenin en az sayıda olduğu yapı desek de doğru olacaktır. Beden içerisinde immünoglobulin E antikori üretimleri için sorumlu olmaları ile bilinirler. Kan akışlarının yapısının artmasına yardımcı olan bu yapı parazitlerin neden oldukları enfeksiyon türleri le savaşa girerek etkin bir görev alır. Bir yandan da çok erken aşama sırasında kanser hücrelerinin tespit edilmesi ile yok edilmesi gibi görevlere sahip olurlar.
WBC Hücrelerini Normal Değerleri Nasıl Olmalıdır?
WBC referans aralığı gerçekten de önemli olan konulardan bir tanesidir. Her ne kadar laboratuvarlarda yapılan incelemelere göre bu durum değişiklik gösteriyor olsa bile bir mikrolitre kanda ortalama olarak 4 bin ila 10 bin mcL aralığında yer almaları kabul edilen değer aralıklarıdır. Yeni doğan bebekler üzerinde WBC değeri ortalama olarak 9 bin ila 30 bin mbL arasında olur. Fakat 2 yaşından daha küçük olarak yer alan çocuklarda bu durum ortalama olarak 6200 ila 17 bin mcL arasında olması gerekir. İlgili Link: Akut Koroner Sendrom
WBC Hücre Tiplerinin Dağılım Oranları
- Nötrofil yapısına bakılacak olduğu zaman göstermesi gereken aralık: 3150 ila 6200 mcL değer aralığında,
- Lenfosit yapısına bakılacak olduğu zaman göstermesi gereken aralık: 1500 ila 3000 mcL değer aralığında,
- Monosit yapısına bakılacak olduğu zaman göstermesi gereken aralık: 300 ila 500 mcL değer aralığında,
- Eozinofil yapısına bakılacak olduğu zaman göstermesi gereken aralık: 20 ila 250 mcL değer aralığında,
- Bazofil yapısına bakılacak olduğu zaman göstermesi gereken aralık: 15 ila 50 mcL değer aralığında
Yaş gruplarına göre yapılan değerlendirmelerde WBC referans aralıkları
- 0 ila 1 ay aralığında WBC değer incelemesi yapılacak olduğu zaman bu aralık 9.4 – 34.0 mcL,
- 2 ila 12 ay aralığında WBC değer incelemesi yapılacak olduğu zaman bu aralık 5.0 – 19.5 mcL,
- 1 ila 3 yaş aralığında WBC değer incelemesi yapılacak olduğu zaman bu aralık 6.0-17.5 mcL,
- 4 ila 5 yaş aralığında WBC değer incelemesi yapılacak olduğu zaman bu aralık 5.5 -15.5 mcL,
- 6 ila 15 yaş aralığında WBC değer incelemesi yapılacak olduğu zaman bu aralık 4.5 – 13.0 mcL,
- 15 yaş ve üzeri kişilerde WBC değer incelemesi yapılacak olduğu zaman bu aralık 4.5 – 11.0 mcL olması gerekir.
WBC Yükseklikleri Nedir ve Neden Olur?
Sağlıklı olarak yer alan bireylerin kanlarına bakılacak olduğu zaman ortalama değer aralıkların 4 ila 10 bin mcL olması gerekir. Hastaneler ve laboratuvarlar aracılığı ile yapılacak olan kan testleri sonuçlarına bakılacak olursa bu değerler eğer 10 binden daha yükseklerde yer alırsa bu anlarda WBC yüksekliği tanımlaması ile dikkatleri çekerler. Böyle anların tespit edilmesi söz konusu olduğu zamanlarda kişiler için tıp dilinde lökositoz ismi verilir. En merak edilen konulardan bir tanesi WBC yüksekliği ne kadar olması gerekirken aslında kişilerin alt türlerinin incelenmesini yapması gerekir. Kendi içinde beş farklı gruba ayrılan bu yapı için her alt yapısı daha farklı görevler ile yer alır.
Genel olarak görevlendirmelerine bakılacak olduğu zaman bakteri, virüs, mantar ya da parazitlerden ötürü meydana gelen enfeksiyonlar ile kan düzeylerinde WBC seviyelerinin daha yüksek düzeylere kadar çıkmalarına neden olabilir. Tabi ki bunların harici olarak yer alan iltihaplanmalara neden olan durumlar da vardır. Dermatit benzeri olarak yer alan deri iltihaplarından romatizmal rahatsızlıklara ya da iltihaplı bağırsak hastalıklarından organ kanserlerine de WBC yükselme durumları neden olacaktır. WBC yükselmesine neden olan etkilere bakılacak olduğu zaman şu maddeleri sıralamak en doğrusu olacaktır.
Bunlar;
- Gebe olmak
- Anksiyete ya da kişilerde stres oluşumları
- Kullanılmaya devam edilen bazı ilaçlar
- Hormonlarda meydana gelen bozukluklar
- Sigara kullanıyor olmak
- Aşırı derecede egzersiz yapıyor olmak
- Dalakların sağlık sorunundan ötürü kişilerden alınması
- Kronik bir şekilde meydana gelen böbrek yetmezlikleri
- Lösemi
- Miyeloproliferatif bozukluklar
- Bağışıklık sistemlerinde meydana gelen bozulmalar
- Hemoliz ismi ile de bilinen kan parçalanmasından dolayı oluşan hastalıklar
- Kalp krizleri gibi durumlardan dolayı WBC artışları meydana gelir.
WBC Düşüklüğü Nedir?
Tam kan sayım testlerimin yapılmasının ardından WBC düşüklüğü tespit edilmesi tıp dilinde lökopeni ismi ile bilinir. Çoğu enfeksiyonlar bu değerlerin her ne kadar yükselmesine neden olsa bile bazıları da düşmesine neden olabilir. Düşme durumlarına neden olabilecek bazı etkiler;
- Lupus,
- Romatoid artrit
- Romatizmal hastalıklar,
- Aplastik anemi
- Myelodisplastik sendrom
- Kemik iliği yetmezlikleri, k
- Kemik iliğini tutan kanser türleri,
- Lösemi,
- Bağışıklık sistemini baskılayan otoimmün rahatsızlıklar,
- HIV virüsü,
- Kemoterapi,
- Radyoterapi,
- Histoplazma benzeri mantar enfeksiyonları,
- Karaciğer hastalıkları,
- Sıtma,
- Brusella,
- Dalak büyümesi,
- ilaç kullanımı,
- Vitamin eksikliği
- Beslenme bozuklukları gibi birçok durum da düşmelere neden olmaları ile bilinir.